|
|
|
|
* * - MELEKLERİM - küçük karga
|
|
KÜÇÜK KARGA
|
Küçük Karga, yuvadan uçmak için sabırsızlanıyordu. Kardeşinin hiç acelesi yoktu. Çünkü o, annesinin sözünü dinliyordu. Anneleri şöyle demişti:
- Yavrularım; yiyecek bulmak için yuvadan ayrıldığımda, daldan dala konmayın. Uçmak için kanat çırpmayın!...
Küçük Karga, rahat durmazdı. Daldan dala konar, uçma denemeleri yapardı. Annesi yiyecek bulmak için yuvadan uzaklaşınca, Küçük Karga, barındıkları ağacın en yüksek dalına çıkıp gagladı;
“Çekilin bulutlar, Küçük Karga geliyor!...”
Küçük Karga, bir-iki ağaç geçmişti ki, dengesini kaybedip karınca yuvasının üstüne düştü. Karıncalar, küçük karganın üzerine üşüştü.
Küçük karga;
“İmdat, kurtarın beni. Karıncalar koparıyor tüylerimi!...” diye, gaglamaya başladı. Küçük Karga’nın sesini duyan annesi, büyük kanatlarını hızla çırparak yavrusunun yanına geldi. Gagasını şefkatle açtı ve Küçük Karga’yı yuvasına götürdü. Küçük Karga hâlâ gaglıyordu; “İmdat, kurtarın beni. Karıncalar koparıyor tüylerimi!..”
Annesiyle kardeşi, tüylerinin arasındaki karıncaları temizlediler.. Küçük Karga’yı kanatlarıyla serinlettiler. Annesi Küçük Karga’ya;
-“Yavrum; nasıl ki, vakti gelince yumurtanın kabuğunu kırıp dışarı çıktın, uçmak için de sabırlı olmalısın. Zamansız kanat çırparsan, tüylerini karıncalara yoldurursun!...” dedi.
Küçük Karga; bir daha zamansız kanat çırpmayacağını ve yuvasından izinsiz ayrılmayacağını söyleyerek, annesinden özür diledi. Kardeşiyle birlikte, siyah başını bulutlara değdireceği günleri sabırla bekledi!..

|
|
|
|
|