ANASAYFA
     5.SINIF
     ŞİİR BAHÇESİ
     deneme
     MASAL-HİKAYE
     => gümüş göz
     => bilyegöz
     => konuşan ağaç
     => sihirli tas
     => sesli masallar
     => çoban hasan
     => kurnaz tavşan
     => mutluluk
     => kırmızı gül
     => kötü kurt
     => aslan ile fare
     => yaban gülleri
     => küçük karga
     => kurbağa
     => afacan sincap
     => yaşlı porsuk
     => boncuk
     => rüzgar ve güneş
     => ormandaki ses
     => kurbağa gölü
     ATASÖZLERİ
     BİLMECELER
     FIKRALAR
     OYUNLAR
     GİFLER
     BOYAMA
     GÜZEL SÖZLER
     EĞİTİM PROGRAMLARI
     EĞİTİCİ OYUNLAR
     DVD İZLEME PROGRAMI
     TÜRKÇE-İNGİLİZCE SÖZLÜK



* * - MELEKLERİM - sihirli tas


 

KELOĞLAN 
VE SİHİRLİ TAS
 

Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş.
Çok söylemesi günahmış.
   Evvel zaman içinde bir Keloğlan varmış. İh-
tiyar ve yoksul annesi, bu biricik oğlunu "Keloğlum,
keleş oğlum" diye severmiş.
   Günlerden bir gün Keloğlan annesinden izin
alıp batik tutmaya gitmiş. Belki bir kaç batik yaka-
larım. Anacığımla pişirir, yeriz. Aç karnımızı do-
yururuz" diye düşünüyormuş.


   Irmağın kenarına gelip oltasını salmış. Öğleye doğru kocaman bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu...
   Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnı içinde kocaman bir tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın. "Hem balığı götürürüm anama, hem tası" demiş.


   Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular altın olarak akıyormuş yere. Keloğlan çok şaşırmış. Bir kaç kere denemiş, hep altın akıyormuş tastan. "Bu, sihirli bir tas galiba. Hemen anama haber vereyim" demiş. Evlerine koşmuş.


   Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış. Suyu boşalan küplere de altınları biriktirmiş. Artık ülke hükümdarı bile onun yanında fakir sayılırmış...
   Keloğlan günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış. Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının çokluğu onu şımartmaya başlamış.


   Gereksiz masraflara, lüzumsuz harcamalara girişmiş. "Oğlum bu işin sonu kötü olabilir" diye öğüt vermeye çalışan anasını bile dinlememiş. 

"Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim..." diyormuş.


   Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış. 

Herkes "Eski hali bundan daha iyiydi. Gözünü hırs bürüdü Keloğlan'ın" demeye başlamış.


   Keloğlan bir gün daha çok altın elde etmek için, sihirli tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş. "Suyu tükenecek değil ya, bir saray da buraya yaptırayım. " demiş. Gurur ve kibirle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını artırıyormuş. Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası. Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan onu tutmak için eğilince kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için hızla akan ırmakta nerdeyse boğulacakmış. Binbir güçlükle kenara çıkmış. Kendisi suda çırpınıp dururken,biriktirdiği altınları da hırsızlar çalıp götürmüşler.


   Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya annesinin yanına dönmüş. Başına gelenleri anlatmış. Yaşlı kadın:

- Üzülme yavrum, demiş. Hay'dan gelen Hû'ya gider. Zaten, sen o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç olmazsa kendini başkalarından üstün görme hastalığından kurtulursun."

   Keloğlan bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş.

   O günden sonra da Sihirli Tası bir daha hiç anmamış.

 


?????? At site








Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol